18 Mart 2013 Pazartesi

Düşen büyük adamı en sevdiği unutur...


İnanıyorum söylediğini candan söylediğine
Ama bugünkü karar yarın bozulur çok kez.
Hafızanın kulu olmaz kararımız
Çabuk doğduğu için büyümeden ölür
Nasıl ki ham meyve dalında durur da oldu mu kendiliğinden düşüverir yere.
Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak
En çabuk unuttuğumuz şeydir ne yapsak.
Tutku bitti mi istem de biter gider
Ateşli sevinçler de kederler de yeminleri yakarlar kendileriyle birlikte.
Sevincin en coştuğu yerde dert en çok yerinir
Bir dokunmada dert sevince döner sevinç dertlenir.
Madem bu dünya bile yok olacak bir gün sevginin bitmesine insan neden üzülsün?
Aşkmı kaderi kovalar kader mi sevgiyi?
Daha kimseler çözmedi bu bilmeceyi.
Düşen büyük adamı en sevdiği unutur
Yükselen züğürde düşmanları dost olur.
Sevgi talihin peşindedir diyecek insan bunca dost görünce büyüklere kul kurban!
Başı darda olan dayanak aramayagörsün
Sözde dost düşman kesilir bütün.
Ama ilk düşünceme döneyim yine isteklerimiz öyle çatışır ki
Kaderimizle bütün kurduklarımız yıkılır gider
Düşünceler bizim olaylar bizim değiller.
Sen yine bir daha evlenmeyeceğine inan
İnancın değişir kocan öldüğü zaman….

Hamlet - W.Shakespeare-

27 Şubat 2013 Çarşamba

İmkansızım



Yokluğunda uykum zayi
Ellerin haramdı
Ne gözlerin değer ne sözlerin severdi, bilirdim; inanmazdın…
Ellerime inanmazdın,
Rucum sır, canım esir… 

25 Şubat 2013 Pazartesi

Yalnızlığın atlası

Yerkürenin son jesti insanın dehşet yalnızlığı olacak. Biz yine de çiçekleri sulamayı unutmayalım, ama yalnızlığımız çiçeklere de kalmayacak…

Bu gezegen her gün milyonlarca ton ağırlaşıyor; her gün aşksız, azıksız azalıyoruz. Azalıyoruz, çoğalıyoruz; ikisini birlikte tartsak azlığımız çok gelecek.

Yerkürenin son jesti insanın dehşet yalnızlığı olacak! Bunu bilmek için kutsal kitaplara gerek yok; işte hiç de kutsanmayan bir kitap bile bunu söylüyorsa, inanın, yalnızlığımız kitaplara da sığmayacak.

Y. Odabaşı

24 Şubat 2013 Pazar

Yenilgim bir gül olacak benim


yenin!
beni daha çok
daha çok yenin!

verin şu infazları
daha çok, daha çok ayrılıkları
bütün ranzaları, parmaklıkları
özlemim bir gül olacak benim...
 
Y. Odabaşı 

Sisli Hatıralar

Ne kadar güzel bir şarkı!

Bana hayat verecek bu ateşi sen yaktın,
Şu talihsiz gönlüme neden doğmadan aktın,
İçimde gözgöz olsa mazideki yaralar
İnanki yaşayacak bu sisli hatıralar
Öksüz kalan gönlümü sarsa bile karalar
İnanki yaşayacak bu sisli hatıralar

Bir sabah güneşim ol bu ümit bana yeter
Artık sensiz yaşamak bilki ölümden beter
İçimde gözgöz olsa mazideki yaralar
İnanki yaşayacak bu sisli hatıralar
Öksüz kalan gönlümü sarsa bile karalar
İnanki yaşayacak bu sisli hatıralar

10 Şubat 2013 Pazar

Celladıma gülümserken ..

...
Ne yapsam
döl saçan her rüzgarın
vebası bende kalacak
varsın bende biriksin
durgun suyun sayhası
yumuşatmayı bilen ateş
öğüt sahibi toprak
nasıl olsa geri verecek
benim kılıcımı.

Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar-İsmet Özel

Çiçeklere asla inanmamalı


“İnsan çiçeklere asla inanmamalı. Sadece onları seyretmeli, koklamalı. Benimkinin kokusu gezegenimin her yerine yayılmıştı, ama ben onu nasıl mutlu edeceğimi bilemedim. ... O zamanlar hiçbir şeye aklım ermiyordu. Konuşulanlara değil, yapılanlara önem vermeliydim. O güzel kokusu ve ışıltısı bana iyi gelmişti. Onu hiç terk etmemeliydim. Bana oynadığı oyunlara rağmen yumuşak bir kalbi olduğunu anlamalıydım. Çiçekler çok tutarsız oluyorlar. Ama bak, ben de onu nasıl seveceğimi bilememiştim. O zamanlar çok deneyimsizdim.”

Küçük Prens - Antoine de Saint-Exupéry

7 Şubat 2013 Perşembe

Çoğullama

Gözler mi? tavana dikili; hayır; pencereye
Yağmalar, sürgünler, yangınlar içinde
Çünkü bu boşluk; tüneller, çukurlar, kapkacak ağızları
Mağralar, denizler, gökyüzleri değil de
Bu boşluk, o bir türlü dolduramadığımız, o
Orman, dağ, kısacası evrenle.


Edip Cansever
Sonrası Kalır I

İz Bırakan Anılar

Arkadaşlarımla geçirdiğim zamanlara önem veririm, lakin bazen zaman gerçekten kısıtılıdır.Hiç vakit geçirememektense az da olsa vakit geçirmeyi tercih ederim. Ama bu defa az da olsa vakit geçireyim diyen ben değildim. Zat-ı muhteremle sözleştik, kokoreç yiyecektik. Ama zihnimde "birer de bira içeriz" planı da vardı hani. Ama muhterem azıcık cins...
O soğukta kalk..Sahile in...Kokoreçi ye.Yerken bir kaç fotoğraf çekil..Sonra neymiş Behzat Ç. varmış...1 saat öncesinden evde olunası varmış. :)

Sinir bozucuydu ama bu da hayatımın iz bırakan  anlarından biri olmadı da değil. Yarım saatlik bir anı bu kadar derin iz bırakır. :)  Aşağıdaki fotoğraflar da anı kaldı.




Unut Gitsin




W.Shakespeare 

71. Sone 

Tutma artık yasımı toprak olduğumda,
Felaket tellalı çanı duyduktan sonra.
Duyur acuna göçüp gittiğimi,
Kurtlar sofrası bu pespaye dünyadan:
Haa, olaki okursan bu soneyi, unut gitsin
Onu yazan bu eli; öyle seviyorum ki seni,
Tatlı düşüncelerinde kaybolayım gitsin,
Beni düşünmek üzmesin sonra seni.
Derim ki, bu soneye bakarsan şayet,
Belki de toprağa karıştığımda,
Anma zavallı adımı çok fazla,
Bırak hatta çürüsün aşkın hayatımla.
Elalem yasını görüp,
Arkamdan eğlenmesin senle sonra!

6 Şubat 2013 Çarşamba

Acı ne mi?



Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın yüreğini paralayan ve sırrını kimseye anlatmadan birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbürüne çevirme cesaretini bile yok eden şeydi…

Şeker Portakalı / JOSE MOURA DE VASCONCELOS

Çokluk senindir















özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir
suya giden bir adam mesela omuzunu eğri tutsa
güneş su ve adamın omzundaki eğrilik senindir
ayağa kalkarsın, adına uygunsun ve haklısın
kararan dünya bildiğin gibi sık sık senindir
kararan dünya, yeni bir güle bir ateş parçasıdır
bir ateş parçasından arta kalan soylu karanlık senindir
bir deneyli geçmişi aldın geldin yeniyi güzel boyadın
ben bilirim sen de bil ilk aydınlık senindir
benim sevdiğim su senin suyunun öz kardeşidir
senin soyunun bıraktığı güçler artık senindir
çünkü bir silah gibi tutarsın tuttuğun her şeyi
her yeri bir uyarma diye tutan ıslık senindir
senindir ey sonsuzveren ne varsa hayat gibi
tutma soluğunu, genişle, öz ve kabuk senindir
ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir.